top of page

Acının Tatlı Tebessümü




Bazı anlar vardır, ayna karşısında kendinizle gözgöze gelirsiniz. Dudaklarınız hafifçe büzülür kendinizi gördüğünüzde, sonra gözleriniz gülümser ancak bu gülümsemeye tezat bir biçimde gözlerinizin içi dolmaya başlar, gözbebekleriniz anlam veremediğiniz bir sıvıya ev sahipliği yapar. Ve ardından az evvelki dudaklarınızda bulunan büzülme ilginç bir şekilde tebessüme döner, gözlerinize uzun süredir bakmanın getirdiği boş bulunma mıdır bu bilinmez ancak bu tebessümü minik bir gülüş takip eder, sonra dişleriniz ortaya çıkar.


Gözleriniz dolmuştur ancak yüzünüz gülmeye çalışıyordur fakat bunu pek başaramaz. Gözlerinizin kenarlarındaki kırışıklıkların konuştuğunu hissederdiniz, ardına sakladığı hikayeleri size anlatmak istiyordur ama dudaklarınızdaki gülüş buna engel olur. O yüzden siz de burnunuzdan, ciğerlerinizin tamamını dolduracak kadar derin bir nefes çekersiniz içinize ve dudaklarınızdaki kıvrımları yok edecek şekilde bir iç geçirirsiniz. Son kez bakarsınız aynaya ve kendinize tebessüm edersiniz. Ve aslında bu tebessüm gözlerinizin kalbinizdeki duyguları göstermesine mâni olmak için ortaya çıkmıştır ama bunu o an bilemezsiniz.


Uzun yollar gider, arkanıza bakmak istemezsiniz çünkü bilirsiniz ki başınızı bir kez geri döndürdüğünüzde önünüze asla bakamayacaksınızdır.


Yutkunursunuz, çok büyük bir lokmadır bu, sizi boğacağından korkarsınız ancak boğmaz. Keşke boğsa dersiniz ama elden bir şey gelmez. Midenize oturur, oradan tüm vücudunuza yayılır, keşke yayılmasa dersiniz ama yayılır. Hiçbir şey fayda etmez artık, olan olmuştur. Avunmanın ya da teselli sözlerinin aklınıza iyi geleceğini düşünürsünüz ancak kalbinize iyi gelmeyeceğini bilmek için akılsız olmaya gerek yoktur.


Bu anların çok özel olmasına, bizi biz yapan kendimizin hayat çizgisini değiştirmesine büyük katkısı bulunmasına rağmen biliriz ki içimizde kalan uktenin karşısında değeri bir bebeğin tırnak ucu kadar yoktur. Bununla yaşamanın yolunu bulmalıyızdır ama bulamayacağımız da aşikârdır.

Bazen hayat böyledir, acının tatlı ve hoş tebessümünden hallice.


Hoşça kalın.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
Sebep?

Ne yapıyoruz? İnsanın herhalde varoluşunu fark ettiği andan itibaren akıllara gelen bir sorudur. Amacımız ne, ne yapıyoruz, ne için...

 
 
 
Bence Öyle

Yıllardır sorulan bir sorudur. “Gitmek mi kalmak mı daha zordur?” diye. Buna kendimce, keyfimin istediği bir şekilde olarak gitmek daha...

 
 
 
Şöyle Ki

Bundan önceki yazılarım hep aklıma o an içinde gelen genel geçer şeylerden oluşuyordu. Bunun da farklı olacağını söylemem kesinlikle...

 
 
 

Comments


Yazı: Blog2_Post
  • Instagram
  • Twitter

©2025, Mustafa Halil Terekli

bottom of page